Türkiye, 31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçim sürecine girdi. İktidar, yerel seçimlerde çıtayı yükseğe koydu, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirleri kazanmak istiyor. Ekonomi politikaları da bu hedefe uygun olarak tasarlanıyor. Toplumun geniş kesiminin canını çok daha derinden yakacak büyük zamlar ve vergi artışları, seçim sonrasına bırakılıyor. Seçime giderken yoksul ve dar gelirlere az da olsa nefes aldırabilecek ücret artışları yapılacak. Milyonlarca emeklinin ve asgari ücretlinin maaşına, 1 Ocak’tan geçerli olmak üzere “oransal” olarak büyük görünen, psikolojik etki yaratmak için algı operasyonlarının da ustaca devreye konulacağı zamlar yapılacak. Giderler olabildiğince sabit tutulurken, gelirlerde “bahar havası” estirilecek. Seçmende, “güven” duygusu uyandırılacak. İkna süreçleri işletilecek. Maaş zammı, son yıllarda çok acı biçimde deneyimlediğimiz gibi yüksek enflasyon ortamında birkaç ay içinde eriyecek. Vatandaşın, alım gücü seçim sonrasında gündeme gelecek zamlarla ve sert ekonomik önlemleri içerecek “kemer sıkma” politikaları ile dip yapacak. Bir yandan hayat pahalılığı, diğer yandan da kaçınılmaz olarak işsizlik artacak. Geçmiş mumla aranır olacak.
yuzdeyuzhaber