Son iki yılda baş döndürücü bir tempoda çalıştık. Siyasetin yoğun gündemi nedeniyle yorgun düştük. Yıl içinde hafta sonları yaptığımız zirve tırmanışlarını ve doğa yürüyüşlerini saymazsam, 2 yıldır doğru dürüst bir tatil yapmamıştım. “Bu yaz deniz görelim” dedik ve her zamanki gibi Ege'yi seçtik. Ekip olarak arabalara atlayıp Datça, Marmaris, Gökova Körfezi gibi cennet köşelerin bulunduğu bölgede buluştuk. Önce Bördübet Koyu'nda üç gün geçirdik ve çevredeki muhteşem koyları görme şansı bulduk. Geçen yılki orman yangınlarının neden olduğu tahribata bir defa daha tanıklık etmek üzücüydü. Yine de doğanın kendini onarma gücüyle yanan alanlarda filizlenen fidanları fark etmek umudumuzu canlandırdı. Doğa Ana her şeye rağmen yaşamak için direniyor. ★★★ Bördübet'ten sonra Marmaris'e geldik. Niyetimiz birkaç gün de orada vakit geçirip, Marmaris'in muhteşem doğasını hissetmekti. Ne yalan söyleyeyim, gördüklerimiz nedeniyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Önce Sinpaş isimli şirketin İslamcı zenginler için inşa ettiği haremselamlık otel ve devremülk şantiyesini gördüm. Konuyla ilgili haberleri takip etmiştim. Başta “ÇED raporu gerekmez” diye ısrar etmişlerdi. İdare Mahkemesi ve Danıştay, “Hayır kardeşim, ÇED gerekir” deyince, Ankara'dan bastırıp apar topar ÇED çıkarmışlardı. Birileri şirkete “yürü ya kulum” demiş olacak ki kimse kendilerini durduramamış. Adamlar geçen yıl yanan orman alanına beton santralı kurmuş. Kızılbük'ü deniz seviyesinden tepenin zirvesine kadar inşaat alanına çevirmişler. Işıklarına bakılırsa geceleri de çalışıyorlar. Kamyonlar vızır vızır. Adeta dağları söküp denize döküyorlar. O inşaatın sahibi ben olsam, yemin ediyorum şu anda orman kanununa muhalefetten cezaevindeydim. Keçi Adası fenerinden inşaata baksanız, eminim siz de benim gibi düşünür, “yazık olmuş Kızılbük'e” derdiniz. ★★★ O devasa beton yığınının körfezde yarattığı tahribata hayıflanırken Keçi Adası ile İçmeler arasında ilginç bir isme rastladık: Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati… Sinpaş inşaatına yaklaşık yarım deniz mili uzaklıkta, Keçi Adası'nın kıyısına demirlemiş beyaz bir yattan, bir bota geçip İçmeler'e doğru gitti. Nebati'yi görünce aklıma şirketin geçen martta Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği, “Marmaris'te bulunan Sinpaş Kızılbük Thermal Wellness Resort projemizde bugüne kadar toplam 19.299 adet devremülk satışı gerçekleştirilmiş olup sözleşmesi yapılmıştır. Yapılan devremülk satışlarına ilişkin toplam KDV hariç 2.793.931.493 TL ön satış cirosu elde edilmiştir” açıklaması geldi. Keşke şeffaf bir ülkede yaşasaydık da o devremülklerden kaçını iktidar mensuplarının ve iktidara yakın isimlerin aldığı konusunda da kamuoyunu aydınlatsalardı. Şimdi bizim tatil ekibi meraktan çatlayacak: “Acaba son devremülklerden birini de Sayın Nebati mi aldı?” ★★★ Biz bir taraftan Nebati'nin ne için oralara gelmiş olabileceğini tartışıp diğer taraftan manzaranın tadını çıkarmaya çalışırken Datça tarafından gelip Marmaris'e doğru giden mavi bir helikopter peydahlandı. Üzerimizden o kadar alçak geçti ki düşeceğini sandık. Bir süre sonra aynı helikopter bu defa Marmaris tarafından gelip Datça tarafına gitti. Keçi Adası ile ana kara arasında kalan bölgeyi baştan sona alçaktan uçtu ve yine yüreğimizi ağzımıza getirdi. İçmeler üzerinde hızla havalanınca anladık ki pilot şov yapıyor. Aynı helikopteri aynı şeyi yaparken birkaç kez daha görünce hepimizin ortak görüşü “Bu ne görgüsüzlük” cümlesinde vücut buldu. Karaya çıktığımızda esnafa sorduk: “Bu helikopter neden böyle yapıyor?” Şu yanıtı aldık: “Serkan Yazıcı'nın helikopteri. Onlara her şey serbest.” Politikayla ilgili olmayanlar belki Serkan Yazıcı'yı bilmez. Kendisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otelin sahibi. Aynı zamanda da 2019 yerel seçimlerinde AK Parti'nin Marmaris Belediye Başkan adayıydı. ★★★ “Hayat size güzel” dedim içimden. “İktidar ve devlet arkanızda nasıl olsa… Kim tutar sizi? Çevreyi yok etmek, koyu betonla doldurmak, dinlenmek için tatile gelen insanların üzerinde helikopterle şov yapmak umurunuzda dahi olmaz tabi!” Türkiye'nin en önemli turizm cennetlerinden biri olan Marmaris, iktidara yakın şirketlerin her türlü şımarıklığı yaptığı bir alana dönmüş. İktidar cenahı bunları yaşarken Marmaris esnafı da “Bu yıl Avrupalı ve İngiliz yeterince gelmedi” diye işlerin kötü gitmesinden ve krizden yakınıp duruyor. Böyle bir ortama niye gelsin ki Avrupalı? Yazık bu cennet ülkeye!
yuzdeyuzhaber