Birinci neden; Türkiye’yi istila eden, iç barışımızı hassas ve kolayca manipüle edilebilecek hale getiren ve demografik yapımızı tahrip etmeyi hedefleyen Suriyeli sığınmacılar, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir parçası. Suriye sınırında bulunan ve 1954 yılında döşenmiş olan mayınlar, AKP iktidarının ilk yıllarında bu planın bir parçası olarak önceden temizlettirildi. İktidar, Türkiye’nin de dâhil olduğu bölgeye tecavüz etmeyi planlamış olan bu projenin, yani BOP’un eş başkanlığını yaptı ve Suriye’deki vekâlet savaşının ateşine odun taşıdı. Açık Toplum Vakıflarına bugüne kadar 32 milyar dolar bağışta bulunan ve renkli devrimlerin finansörü olan George Soros da “Mülteciler Türkiye’de kalmalı ve maliyeti karşılanmalıdır” derken, küresel güç tarafından Suriyeliler üzerinden Türkiye için kotarılmış olan kurgunun bekasını sağlamaya çalışıyordu. İkinci neden; iktidarın kendi bekası için ABD Başkanı Biden’e verdiği taahhüttür. Biden, 14 Haziran 2021 tarihinde yapılan NATO Zirvesi sonrasında Erdoğan ile bir araya geldiği ve yaklaşık 50 dakika süren görüşme ile ilgili olarak gazetecilerin sorularına; “Ne konuştuğumuzu ben açıklamam, onu Türklere sorun” diye yanıt vermişti. Çünkü Türkiye’deki iktidarın bunu açıklayamayacağını, sır olarak saklayacağını biliyordu. Bunun anlamı çok açıktı; “Aramızda konuştuklarımız gizlidir ve Türk Halkının duymaması gereken şeylerdir”. Afganistan'dan gelenler ve hala gelişler bu kapsamda Üçüncü neden; iktidarın cumhuriyet yıkıcılığı ve rejim değişikliği hedefi bağlamında çağdaş ulus kimliğinin yerine, çağdışı ümmet kimliğini inşa etmek maksadıyla bu sığınmacılara ihtiyacı var. Dördüncü neden ise; İktidarın vatandaş yaptığı ve gerçek sayılarını bilmediğimiz sığınmacıların bir bölümüne seçimlerde seçmen olarak ihtiyacı vardı ve daima olacak. Çok büyük bir bölümünü de korku iklimi enstrümanı olarak kullanmayı planlıyor.
yuzdeyuzhaber