Usta gazeteci Yılmaz Özdil herkesin merak ettiği, tarihiyle büyüleyen İstanbul'u, kimin kazanacağını açıkladı.
CHP'den Ekrem İmamoğlu
AKP’den Murat Kurum
İYİ Parti’den Buğra Kavuncu
DEM Parti’den muhtemelen Başak Demirtaş ve
Zafer Partisi’nden Azmi Karamahmutoğlu’nun aday olduğunu hatırlatan Özdil, İstanbul’un Türkiye'nin en büyük ekonomik bölgesi ve enteresan bir şehir olduğunu belirtti.
SİZCE İSTANBUL'UN BAŞKANI KİM OLMALI ANKETİ
30 yıldır İstanbul'da yaşadığını belirten Özdil, seçimin sonucundan önce kısa bir özetle İstanbul'u anlattı.
Özdil şu ifadeleri kullandı:
İSTANBUL’UN TEZATLARINI SIRALADI
Bana sorarsanız İstanbul'un simgesi Kız Kulesidir. Çünkü İstanbul her gece tarifsiz günahlarla yatıp her sabah yeniden kız oğlan kız hayata başlayan bir şehir. İstanbul'u İstanbul yapan ruh bence budur. Bu kusursuz arınma döngüsüdür. İyiyle kötüyü, güzelle çirkini, doğruyla yanlışı, zerafetle kabalığı, ihtişamla sefaleti her gün her saniye her ortamında karşımıza çıkaran bir şehirdir İstanbul. Hem tasarım şaheseridir hem tuhaflıklar şaheseridir. Mesela;
Olimpiyatı yok ama Olimpiyat Stadı var
Mısır Çarşısı'nda mısır bulamazsın
Manifaturacılar çarşısında müzik aleti satılıyor, sahaflarda halı satılıyor.
Kapalı Çarşı'nın dükkânları adı üstüne turistlerin çarşıya en çok çıktığı pazar günü kapalı
Ak Merkez adı ‘Ak’ ama bina Mavi.
Şehirlerarası yolcu otobüslerinin yüzde 9.9’u Anadolu'ya gider.
En zengin ilçelerimizden mesela Bakırköy hem bakır hem köy.
Altınşehir güya hem altın hem şehir ama gecekondu.
Ahırkapı’ya gemi bağlanıyor.
Bayrampaşa'nın adı bayramlık ama en ünlü adresi hala cezaevi.
Yedikule zindanlarında konser veriliyor. Genç Osman yeniçeriler tarafından bu zindanda katledildi. İslam halifesini orada katlettiler. Ama şimdi orada ‘eller havaya’ yapılıyor.
Sultan Ahmet cezaevi desen beş yıldızlı otel.
Topkapı Sarayı, Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı garibanların 3 kuruşa karnını doyurduğu yerin adı Simit Sarayı…
Bostancı'da Bostan yok, Tahtakale'de kale yok, Tarlabaşı’nda tarla yok.
Etrafta böyle ev mev yokken gidip oraya bakkal dükkanı açan adama şaşkın demişler. ‘Şaşkın Bakkal’da şu anda ev almak New York'tan pahalı.
Beşiktaş'tan Üsküdar'a geç, alt tarafı 2 kilometre parayla ama Beşiktaş'tan taa Florya'ya git 22 kilometre bedava.
İstanbul ortasından boğaz geçen hem Asya'yı hem Avrupa'ya iki kıtaya ayak basan dünyadaki tek şehir falan deniliyor konuşmalarda ama Çanakkale ne?
‘Zeynep Kamil hanımefendinin hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz’ falan diyorlar ama Zeynep hanımefendi Kamil kocası. Zeynep Kamil'i kadın sanıyorlar. Onlar karıkoca.
Sultan Ahmet’teki Bizans hipodromunda Ramazan şenliği yapıyorlar.
Türkiye'nin en büyük bahislerin oynandığı yer Veli Efendi şeyhülislam. Veli Efendi hipodrumu var, at yarışları oynuyorlar. Veli Efendi, Padişah 3 Mustafa'nın Şeyhülislamı.
İstanbul'un en ünlü lokantası Konyalı.
Gazi Osmanpaşa diye ilçe var ama Gazi Osmanpaşa aslında Tokatlı…
Galata köprüsünün adı Galata ama kendi Balmumcu’da…
TÜRK FİLMLERİNİN İSTANBUL’U…
Siyah beyaz Türk filmlerinde Edis Hun'la Filiz Akın’ın aşık aşık Boğazı seyrettiği, Tarık Akan’la Emel Sayın'ın ağaçlar arasında böyle saklanbaç oynadığı, Ayhan Işık’ın Belgin Doruk'un el ele dolaştığı, Fatma Girik’in, Cüneyt Arkın'ın, Türkan Şoray'ın, İzzet Günay'ın İstanbul'u burası.
Ayrıca ‘Belediyecilik bizim işimiz’ diyenlerin neler yaptığını bir bir anlatan Özdil şu ifadeleri kullandı:
Bunlar hep beton yığını yaptılar. İstanbul'un en güzel şehrinin canına okudular. 1994'te aldılar göz bebeğimizi. İstanbul'u 2019'a kadar 25 yıl boyunca, çeyrek asır boyunca, ‘Belediyecilik bizim işimiz’ diye yönettiler. Yanlış yatırımları, şatafatlı harcamalarıyla, belediye milyarlarını tarikatların cebine koymalarıyla Ayasofya'da dilenip Sultan Ahmet'te sadaka verir hale getirdiler İstanbul'u. Dindarlaşma kindarlaşma çabalarıyla tıpkı Türkiye genelinde olduğu gibi İstanbul'daki sosyolojik fay hatlarını da gerdiler 25 yıl boyunca gettolar oluşturdular. Bir yönüyle Milano'ya bir yönüyle Dakka’ya benzettiler. İstanbul'u Şam'dan sonraki en büyük Suriyeli şehri haline getirdiler. İstanbul’umuz İngilizce markalarla, Arapça tabelaların yarıştığı; sanata, kültüre, doğaya, saldırılan bağnaz, kaba, sakil, vandal bir şehir haline getirdiler İstanbul’umuzu.
“EKREM İMAMOĞLU’NU YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”
Ekrem İmamoğlu sadece bir Belediye Başkanı değildir. Ayrıca hasret kaldığımız duyguların vücut bulmuş halidir. O bizim oylarımıza sahip çıktı bizim de ona sahip çıkmamız boynumuzun borcudur. ‘Yetişin’ derse koşacağız. ‘Eksiğiz’ derse çoğaltacağız. ‘Taşıyın’ derse omuz vereceğiz. Asla yalnız bırakmayacağız. Kıymet bilmek, kaybedince arkasından gözyaşı dökmek değildir. Yanındayken sımsıkı sarılmaktır. İstanbul'u vermeyeceğiz.