İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Ayrıca siyasi yasak anlamına gelen 53. maddenin uygulanmasına da karar verildi. Halk TV yazarı Tezkan ise bu cezanın "sarayın talimatı" olduğunu yazdı. Tezkan, bugünkü köşesinde, "Adalet Bakanı önceki gün 6 yaşında istismara uğrayan kız söz konusu olunca ‘adalet bakanları her konuda konuşmaz, mahkemeyi etkiler’ demişti. Kısmen haklı. Çünkü Adalet Bakanı konuşarak değil kararlarıyla yargıçları mahkemeleri etkiliyor. Hadi çıksın, İmamoğlu’nun davasına bakan hakim dava karar aşamasına gelince neden Samsun’a sürüldü açıklasın!" ifadelerini kullandı. Tezkan, yazısını şöyle sürdürdü: Karar açıklandıktan sonra bazı haber kanalları böyle bir olay yokmuş gibi davrandı. Bazıları önemsedi, izleyicisini tatmin eden yayın yaptı. Ama bence konuya önem veren kanalların tamamı yanlış yaptı!.. Neden mi? Ceza hukukçularını ekrana çıkarıp kararı sordular. Kararın hukukla uzaktan yakından ilgisi yok, hukukçulara neden soruyorsunuz ki! Karar siyasi mühendisliğin alanına giriyor… Açıklayayım… İmamoğlu 6’lı Masa tarafından Cumhurbaşkanı adayı ilan edilirse önce istinaf, sonra Yargıtay verilen siyaset yasağı kararını jet hızıyla onaylar, başvuru süresi dolduğu için Erdoğan seçime tek aday olarak girer. Seçim boykot edilse de AKP’lilerin oyuyla yeniden Cumhurbaşkanı olur… Olmaz böyle şey demeyin; bu ülkede neler olmadı ki…" Tezkan bunları yazarken Karar yazarı Akif Beki de, “AK Parti ve Erdoğan’ın, geçmişte kendilerine yapılmasından şikayet edip de başkasına fazlasıyla yapmadığı ne kaldı?” diye sordu. Beki, " O, buna ‘ahmak’ demiş. Bu da ‘sensin, sana benzer, sana derler’ tarzında ona iade etmiş. Bu ceza aldı, başkanlığı düştü; ona hiçbir şey olmadı, bakanlığa devam ediyor. O, İçişleri Bakanı Soylu. Bu da İBB Başkanı İmamoğlu. Ben de kirli siyasetin değil hukukun işlediğine, kararı yargının verdiğine inandım. ‘Ahmak’ demek; hapis, siyaset yasağı ve haklardan men gerektiren bir suçsa... Sırf lafı, ilk söyleyene iade ettiği için İmamoğlu, artık seçime girip muhtar bile olamayacaksa... İlk söyleyen Soylu’ydu, ona niye hiç ceza ve yasak yok diye sormuyorum. İktidar, sandıkta kaybettiği İstanbul’u, yargı eliyle sandıksız geri aldı. Ama milli irade gaspı da sayılmaz. AK Parti’ye karşı yapıldığında olur öyle şeyler. Seçimle gelenin seçimle gitmesi prensibi mi! AK Parti’nin seçimle gelen son İBB Başkanı Topbaş’tı, sandıkla mı gitmişti? Zorla istifa ettirildi. AK Parti ve Erdoğan’ın, geçmişte kendilerine yapılmasından şikayet edip de başkasına fazlasıyla yapmadığı ne kaldı? Bir bu eksikti, yargı tamamlamış oldu. Artık ‘şu ayrımcılık da kaldı, bu haksızlığı da yapmadılar’ denecek ne var? Ha 2023 seçimlerine etkisi, siyasi sonucu mu? Kendi tecrübeleri ne anlatıyor, AK Parti ve Erdoğan’a sorun. Doğru cevabı, onların mağduriyet hikayesinde bulacaksınız. Yargı vesayeti, jüristokrasi, siyasete antidemokratik müdahaleler, milli iradenin gaspı, sandığa darbe, seçilmişlerin atanmışlara oyuncak edilmesi filan hep eski Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanlığı kişi hükümeti sistemine geçerek tabutlarına son çivi çakılmış, betona gömülmüşlerdi. ‘Maşallah, çok şükür’ hissiyle dolup hamdedecekleri tutmayalım. Veya… Ortalık yatışınca İçişleri Bakanı Soylu, 2 yıl 7 aylık hapis cezasını gerekçe göstererek İmamoğlu’nu görevden alır. Çoğunluk onlarda olduğu için Belediye Meclisi AKP’li birini başkan seçer. Böylece seçim öncesi AKP İstanbul’u ele geçirmiş olur."
yuzdeyuzhaber