İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan dün (27.04.2020) ailesi ile bir telefon görüşmesi yaptı. Asrın Hukuk Bürosu yaptığı açıklamada, Öcalan’ın dışında adada tutulan diğer müvekkillerinin de aileleri ile görüştüğünü belirtti.
Sosyal medyadan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İmralı Adası’nda tutulan müvekkillerimiz Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri bugün bulundukları yerlerdeki savcılıklar aracılığıyla müvekkillerimizle birer telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.”
Savcılıklar aracılığıyla…
Peki o zaman başlayalım.
*
Hükümlülerin, telefonla görüşmelerine ilişkin esas ve usuller 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük çerçevesinde hüküm altına alınmıştır.
Sizlerle tüzükte ve kanunda konumuzla ilgili olan unsurları paylaşmak istiyorum.
1) Konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez.
2) Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticiliğini yapmaya devam eden, bu konuda herhangi bir yöntemle, kurum içi veya dışındaki kişilere talimat veya mesaj veren hükümlülere idare ve gözlem kurulu kararıyla telefon görüşmesi hiçbir şekilde yaptırılmaz.
O zaman soruyorum sizlere; 1999 senesinde Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinden bu yana tam 21 sene sonra ailesi ile telefon görüşmesi yapan Abdullah Öcalan HÜKÜMLÜ değil mi? DEVAMI>>>>
İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan dün (27.04.2020) ailesi ile bir telefon görüşmesi yaptı. Asrın Hukuk Bürosu yaptığı açıklamada, Öcalan’ın dışında adada tutulan diğer müvekkillerinin de aileleri ile görüştüğünü belirtti.
Sosyal medyadan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İmralı Adası’nda tutulan müvekkillerimiz Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri bugün bulundukları yerlerdeki savcılıklar aracılığıyla müvekkillerimizle birer telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.”
Savcılıklar aracılığıyla…
Peki o zaman başlayalım.
*
Hükümlülerin, telefonla görüşmelerine ilişkin esas ve usuller 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük çerçevesinde hüküm altına alınmıştır.
Sizlerle tüzükte ve kanunda konumuzla ilgili olan unsurları paylaşmak istiyorum.
1-) Konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez.
2-) Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticiliğini yapmaya devam eden, bu konuda herhangi bir yöntemle, kurum içi veya dışındaki kişilere talimat veya mesaj veren hükümlülere idare ve gözlem kurulu kararıyla telefon görüşmesi hiçbir şekilde yaptırılmaz.
O zaman soruyorum sizlere; 1999 senesinde Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinden bu yana tam 21 sene sonra ailesi ile telefon görüşmesi yapan Abdullah Öcalan HÜKÜMLÜ değil mi? DEVAMI>>>>
Kaç dakika konuştu, ne konuştu, ailesinden kimlerle konuştu resmi makamlardan herhangi bir açıklama gelmediği için net bir bilgimiz yok fakat 25-30 dakikalık bir görüşme olduğu ve kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştüğü söyleniyor. Yani 10 dakikayı geçen bir görüşme…
İddia edilen başka bir konu ise Öcalan’ın GÜNEY üzerinde konuştuğu ve BİRLİK ÇAĞRISINDA bulunduğu…
*
Peki Öcalan, kimlere BİRLİK ÇAĞRISINDA bulundu ve GÜNEY derken nereyi kast etti?
25 Nisan’da Öcalan’ın MANEVİ OĞLUM dediği YPG’nin sözde komutanı Mazlum Kobani, Barzani’nin kanalı Rudaw’a “Önümüzdeki günlerde halkımızı sevindirecek gelişmeler olacak.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.
13 Nisan’da ise Twitter hesabından "Korona virüsü tespit etmek için tıbbi test talebimize derhal ve cömertçe yanıt veren Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'ye teşekkür ve minnetlerimi sunuyorum." paylaşımında bulundu.
Peki 4 Nisan tarihinde ABD öncülüğündeki DAEŞ karşıtı komisyon tarafından YPG’ye 1,2 milyon dolar değerinde tıbbi malzeme ne çabuk bitti de IKBY’den tıbbi yardım talebinde bulundunuz Mazlum Kobani?
Unutmayın ki; Ortadoğu’da kimse kör değil artık hele ki tıbbi yardım ayağına “Suriye’de ve Irak’ta bütün Kürt birlikleri olarak artık ayrışmıyoruz, birleşiyoruz.” mesajını göremeyecek kadar…
Ve bunca gelişmenin üstüne 26 Nisan tarihinde Twitter üzerinden açıklama yapan Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi, Süleymaniye’den 5 tırın Kerkük üzerinden terör örgütü PKK için Mahmur’a gönderildiğini belirterek, tırlarda terör örgütüne silah taşındığı endişelerini dile getirince…
Meşhur bir proje vardı ya hani, adını ağzıma almak istemiyorum. “Bu projenin Irak ve Suriye’deki parçalarını mı birleştiriyorlar yoksa? “ Diye kendime sormadan edemedim.
*
Her neyse…
Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Simelka sınır kapısının da açıldıktan sonra YPG/PKK ile IKBY arası düzelmişti…
Hatırladınız mı?
Ve Aralık ayında Suriye Kürt Bölgesi’nde bulunan ve Barzani’nin çizgisinde olan partilerin birleşmesi sonucu ortaya çıkan ENKS ile YPG/PKK arasında yürütülen UZLAŞI görüşmeleri de olumlu sonuçlanmıştı.
Şöyle bir toparlarsak.
“Kürdistani güçler birleşiyor!” naraları eşliğinde baharda atılan bu adımları Öcalan’ın yapmış olduğu telefon görüşmesindeki “GÜNEY” ve “BİRLİK ÇAĞRISI” ile ilişkilendirmemek için kendimi zor tutuyorum…
Umarım paranoyaklığım zirve yapmıştır.
Eğer ki paranoyadan ibaret değilse bu söylemlerim, Öcalan’ın 21 sene sonra “ALO!” demesi hiç hayra alamet değildir…
Durma artık Türk devlet aklı, çık meydanlara.
Görmüyor musun çakallar sıra sıra dizilmiş gırtlağımıza.
Sende artık sıra…