Ekonomim yazarı Aktaş, “TÜİK de dün hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerinin ocak ayı sonuçlarını açıkladı. Bu endekslere durağanlık ve kaygı hakim. Genel endekslerde çok büyük bir hareket yoksa da, endeksin alt kalemlerinde gelecek kaygısının çok belirgin olduğu dikkati çekiyor.” ifadelerini kullandı. Aktaş, yazısını şöyle sürdürdü: Anlaşılan seçime kadar, ne olursa olsun, herhangi bir ekonomik faaliyete girişirken ya da mevcut işleri yürütürken üç düşünüp bir adım atılacak. Çünkü Türkiye hiç böylesine belirsizliklerle dolu bir seçime gitmedi. Seçim en fazla işbaşındaki yönetimin değişmesiyle sonuçlanır. Ama şimdi öyle mi? Şimdiye kadar hangi seçimden sonra ekonomi politikasının adeta temelden değişmesi söz konusu oldu? “Ekonomi politikası da ne ki” diyebilirsiniz, çok da haklısınız. Türkiye’nin yönetim şekli değişecek belki de. Millet ittifakı kazandığı takdirde parlamenter sisteme dönülecek. Para politikası tümüyle farklı uygulanmaya başlanacak. Para politikasının kalbinin attığı yer olan ve ne amaçla yapılmak istendiği hiç bilinmeyen, izah edilemeyen, bir mantığı olmayan, Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma işlemi durdurulacak. Zaten banka şimdi bazı bölümleri Ankara’da, bazı bölümleri İstanbul’da adeta ucube bir yapıya dönüştü. Asıl ucube durum tabii ki bankanın gerçek işlevinden tümüyle uzaklaşmış olması. İktidar değiştiği takdirde değişmesi kesin ya da muhtemel olan o kadar çok şey var ki… Böyle bir ortamda hangi iş insanı radikal kararlar alır ve ona göre davranır…
yuzdeyuzhaber