Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, DiyanetSen Genel Sekreteri’nin çeşitli siyasi vaatlerle kadınlarla ilişki yaşadığını ve bazı kadınlara şiddet uyguladığını iddia etti. “Doğru mu diye Diyanet ve sendika yetkililerini aradım. Zira birçoğu yaşananların canlı şahidiydi.” ifadelerini kullanan Terkoğlu’nun Diyanet personelini kaynak gösterdiği iddialarını şu şekilde kaleme aldı: "Hikâye 2014 yılına uzanıyor. Yaklaşan seçimde, AKP’den vekil adayı olmak isteyen A. isimli kadın, H.Ö. ile tanışmış. H.Ö.’nün yardımcı olacağı vaadi ile ilişki ilerlemiş. Birliktelik, Diyanet camiasında duyulur hale gelmiş. Konuştuğum Diyanet yetkilisi şunları söyledi: “2015 yılının başındaki DiyanetSen genel kurulunda, Anadolu Otel’de, alkolden ihraç edilen eski başkan ile şimdiki başkan bizzat gelip bu olayı bize anlattı. Ben ve arkadaşlarım dedik ki bu işin dinen ya dört şahidi ya hukuken belgesi olması lazım. Geri çevirdik. 2015 Mayıs’ında MemurSen Olağan Genel Kurulu vardı. H.Ö., 3 Nolu Şube Başkanı ile kavga etti. Ben araya girdim. Kavga nedeni meğer bu olaymış. Kavga ettiği kişi olayın tanığıymış. Bize anlattı. Genel merkez karar versin diye kapattık. 2017’de otel kayıtları çıktı. Şikâyet oldu. Soruşturma başlatılmak zorunda kalındı.” KURAN HOCASINA DAYAK Hadise, A’dan ibaret değildi. H.Ö.’nün, M. ismindeki bir Kuran hocası kadınla da evleneceğini söyleyerek beraber olduğu iddiası Diyanet’i karıştırmıştı. Konuştuğum bir başka Diyanet yöneticisi şunları anlattı: “Kuran Hocası M. ile beraber olmuşlar. Kadın, bir gün, DiyanetSen Genel Merkezi’ni bastı. Ortalığı dağıttı. ‘Beni kandırdı’ diye bağırdı, çağırdı. Bir gün de H.Ö.’nün evinin önüne gitmiş. H.Ö. ve eşi, kadını dövmüş. Hastanelik etmişler. Kadını, Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne ambulans götürmüş. İşin tuhafı, gidip hastaneden H.Ö. çıkarmış kadını.” Peki bunları Diyanet bilmiyor muydu? DiyanetSen’in kritik bir ismi anlatıyor: “Olay ayyuka çıkınca soruşturma açıldı. Teftiş Kurulu Başkanı kapattı. Bizzat kendi ağzından duydum. ‘Yanlış yaptık’ dedi. ‘Arkadaşımızdır, hata yapmış’ dedi. ‘Aile huzurunu bozmayalım’ dedi.” Bir Diyanet yetkilisi şunları söylüyor: “H.Ö. reddetti. Ama M. her şeyi anlattı. H.Ö.’nün kendisini kendi evine, öğretmenevine götürdüğünü vs... M. için, ‘kadın şizofren’ dediler. Kadını bir başka bakanlığa geçirdiler. Otel kayıtlarını ise delil kabul etmediler.” ÖNCE İNKÂR SONRA İTİRAF Konuştuğum yetkililer, iki kadından ibaret olmadığını söyledi. H.Ö., Ankara’da bir restoranda, bir kadınla sarmaş dolaş görülmüştü. Bir Diyanet yetkilisinin oğlu, hadiseyi kuruma taşıdı. Sonrasını Diyanet’in önemli bir isminden dinledim: “Kadınla el ele görmüşler. Tanıkları çağırdım. Doğruladılar. Kendisini karşımıza oturttuk, sıkıştırdık. Önce inkâr etti. ‘Yeğenim’ dedi. Sonra kabul etti.” Olay ayyuka çıkınca H.Ö. Diyanet’e çağrılmış. Kurtulması için emekli olması istenmiş. Ancak halen DiyanetSen’deki genel sekreterlik görevi sürüyor. Bir Diyanet yetkilisi, Özkan’ı koruyan bir dizi isimden söz ediyor: “Bildikleri halde gizliyorlar. Yönetimi kaptırmayalım diye yapıyorlar. Diyanet de olsanız demek ki herkes kendi adamını koruyor.”
yuzdeyuzhaber