Fatih Erbakan'ın Adnan Oktar ve kedicikleri ile ilişkisini kaleme alan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Barış Terkoğlu, "Sonrasında ortaya çıkıp kadın haklarından dem vurması iki yüzlülük' ifadelerini kullandı. İşte Terkoğlu'nun o satırları: “Teşkilatımızın yüzde 60’ı karşı” diyordu. Bir günde yön değiştirip Erdoğan’a ikna oldu. Böylece, yırtılmış Milli Görüş gömleğine, Erbakan yaması yapıldı. Türk tarihinin en radikal sağ ittifakı kurulmuş oldu. “Oldubitti”den sonra telefonum çaldı. Arkadaşım “Erbakan’ın tarikatı”nı soruyordu. Alışkanlıkla, Necmettin Erbakan’ın Gümüşhanevi Dergâhı’na bağlılığını söyleyerek yanıt verdim. Ama arkadaşımın sorduğu meğer Fatih Erbakan’dı. Bir zamanlar Adnan Oktar cemaati ile takıldığını söylediğimde inanamadı. Öyle ya... Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’na katılım şartını, kadınların özgürlüğünün budanmasına bağlamıştı. Bunu da “ailenin korunması” gerekçesine dayandırıyordu. Gelgelelim, Oktarcılar, halihazırda yargılanmış, yerel mahkemede binlerce yıl cezaya çarptırılmıştı. Karara göre, en büyük suçları, yıllarca kadına ve çocuğa karşı işlemişlerdi. Mahkemede konuşulanlara bakarsanız, bir seks tarikatıyla karşı karşıyaydık. Peki Fatih Erbakan? Sunucu Jülide Ateş, ona sorduğunda, Oktar’ın müridi olmadığını söyledi. Ardından “Şunu da ifade etmek isterim tabii” diyerek Oktarcıların çalışmalarından ne kadar faydalandıklarını, ilişkilerinin ne kadar iyi olduğunu anlattı. “2017’den, 2018’den sonra tabii ki tasvip edemeyeceğimiz bir noktaya gelindi” diyerek koptuğu tarihi verdi. Erbakan’a inanırsanız 2018’e kadar başka, 2018’den sonra başka bir Oktar vardı. OKTARERBAKAN ‘SEVGİ BAĞI’ Sahi gerçek ne? İki yıl önce bu köşede yazılanları hatırlıyor musunuz? TCDD Genel Müdürlüğü’ne Murat Atik atanmıştı. Ben ise Atik’in Oktar’ın en yakın müritlerinden olduğunu anlatmıştım. Sıradan bir memur güvenlik soruşturmalarına takılırken polisin adresini bastığı, telefonlarını dinlediği Atik’e TCDD emanet edilmişti. Oktarcıların finans bölümündeki Atik, grubun yöneticilerinden İbrahim Tuncer’e bağlıydı. Atik, yazdıklarımdan sonra “görevden affını” istedi. Neden hatırlattın derseniz, size 90’lı ve 2000’li yılların gazetelerindeki magazin haberleriyle yanıt vereceğim... 14 Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesi, “genç Erbakan”ın arkadaşlarını şöyle tanıtıyor: “Adnan Hoca’nın müritlerinden İbrahim Tuncer ve Murat Atik de Erbakan’ın oğlu Fatih’in yakın arkadaşları olarak tanınıyor.” Gazete, o gün, Erbakan’ın arkadaşlarının ağzından ilişkiyi de aktarmış: “Tuncer ve Atik, ‘Adnan Hoca, Erbakan’ı sever ve sayar. Erbakan da Adnan Hoca’yı sever’ demişler, Fatih için de ‘Adnan Hoca’nın öğrencisi değil, ancak Adnan Hoca, Fatih’i sever. Fatih de Adnan Hoca’yı sever. Aralarında bir sevgi bağı var’ diye konuşmuşlardı.” Aradan 3 yıl geçmiş. Yıl 2002. ErbakanOktar ilişkisi yeniden gazetede. Erbakan’ın spor Mercedes’le hız tutkusu, lüks Versace kıyafet merakı yine gazetelere konu olmuş. Hürriyet, Erbakan stilini şöyle anlatmış: “Adnan Hocacılar ile olan arkadaşlığıyla tanınan Fatih Erbakan’ın, giyim kuşamından, alışkanlıklarına kadar birçok davranışında da bu ilişkisinin etkisi olduğu belirtiliyor.” LİDERLİK İÇİN DESTEK İSTEDİ Gençlik hevesi diyebilirsiniz... Fakat 2010’dan sonra da ErbakanOktar “sevgi bağı” sürdü. Bu ilişki, Oktar’ın yargılandığı davaya da girdi. Erbakan’ın Adnan Oktar’ın kanalı A9 TV’yi övdüğü, sadık izleyicisi olduğunu anlattığı görüntüleri biliyorsunuz. Etrafına dekolteli müritlerini toplayan Oktar da “Fatih Erbakan, Saadet Partisi’ni şahlandıracak bir koç yiğittir, partinin başında görmek istiyoruz” diyerek onu takdim ediyordu. Fatih Erbakan, Necmettin Erbakan’ın mirasının paylaşım kavgasıyla da gündeme gelmiş, ablası tarafından dava edilmişti. Fatih Erbakan, bu davada da kolu her yere uzanan Oktar’dan yardım istedi. Bir zamanlar canciğer kuzu sarmasıydılar. Ne zaman ki Oktar’ın kapısını polis çaldı, “tasvip etmezdikçi” oldular. Bizi ilgilendiren ise jöleli saçlar, pahalı arabalar, lüks kıyafetlerin gölgesinde yaşanan sıra dışı yatak hikâyeleri değil. Bugün kadınlara karşı suçlardan cezalandırılan bir tarikata, arkadaşlarının ifadesiyle “sevgi bağıyla bağlı” siyasetçinin, ittifak pazarlığını, kadın haklarından başlatması. Erdoğan’ın iktidar küsuratını tamamlamak için, bu kirli anlaşmaya kimsenin itiraz etmemesi. Fatih Erbakan’ın hayatında görmediğimiz ahlak çizgisinin, seçim protokolüyle, milyonlarca kadına zincir olmasının ikiyüzlülüğü. Türkiye sağının en radikal ittifakı, rejimi Talibanlaştırmayı vaat ederken ülkeyi seçime zorluyor. Bize ahlak diye satılan bu kirli örtüyü giyinecek miyiz, yoksa onu parçalayıp özgürleşecek miyiz?
yuzdeyuzhaber