Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Celal Şengör, Fatih Altaylı’nın Youtube’da yaptığı “Teke Tek Bilim” programına katılarak deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’u hedef almış ve “Üşümezsoy’un depremle ilgili söyledikleri zır cahilliktir, Bakıyorsun adamın o konuda çalışması var mı, yok. Saçma sapan şeyler” demişti.
ŞENER ÜŞÜMEZSOY’DAN CELAL ŞENGÖR’E CEVAP
Söz konusu iddialara yanıt veren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy “İstanbul'un kıyamet deprem senaryolarının temelinde Celal Şengör’ün yanlış fay modelleri yer alır. Bu fay modelleri her sene değiştirilerek yeni bir fay modeline ve yeni bir felaket senaryosuna aktarılır ama bilim fay düzlemi üzerinde olan ve buradaki stresin birikiminin atımla boşaltılmasını söyleyen bir olgudur. O yüzden fayların, otobanların bile yol değiştirmediği kadar, yani sürekli, fay yolu değiştirmenin bilimle uzaktan ilgisi yoktur.” dedi.
1999 depreminden sonra Şener Üşümezsoy, EMSC (EuropeanMediterranean Seismological Centre, AvrupaAkdeniz Sismoloji Merkezi) ve Rolando Armijo fayın girdiğinde körfezin güneyinden, Çınarcık kıyısı yalısından ve deniz içindeki Çınar çukurunun güneyindeki sırttan; batıya doğru ilerlediğini söylemişti. Buna karşılık Üşümezsoy, Kuzey Anadolu fayının Adalar fayından orta Marmara fayına doğru gittiğini ileri süren ilk kişinin Aral Okay olduğu aktardı. Aral Okay’ın Çınar çukurunun 1894'te kırıldığını ve Yeşilköy’den Gaziköy’e kadar giden 105 kilometrelik fayın 7.4'lük deprem oluşturacağını ileri sürdüğünü hatırlatan Üşümezsoy, bu teze en şiddetli karşı çıkanların Le Pichon ve Celal Şengör olduğunu belirtti.
ŞENGÖR “KUZEY ANADOLU FAYI KESİNLİKLE ADALAR FAYINDA DEĞİLDİR” DİYORDU FİKRİNİ KAÇ KEZ DEĞİŞTİRDİ
Şener Üşümezsoy, Le Pichor ile Şengör’ün “Kuzey Anadolu fayı kesinlikle Adalar fayında değildir. Adalar fayı düşey bir faydır, gerilmeli sistemde olan faydır.” diyerek Kuzey Anadolu fayının çukurların ortasından boydan boya uzanarak 180 kilometrelik kırılıp 8'lik deprem olacağını Cumhuriyet Gazetesi’nden manşet manşet yayınladığını hatırlattı.
Üşümezsoy bu hatırlatmanın ardından o dönemde ne olduğunu şu sözlerle açıkladı:
‘Büyük kıyamet’ olarak sunulan bu çalışmaya başta Nicholas Ambraseys “Ben 1509 depremini izledim, bu öyle büyük kıyamet falan değil. 7 ile 7.2 arasında bir depremdir. 8.1 ile arasında 30 kat fark vardır” deyince Le Pichon’un ve Şengör’ün çalışması çöpe atılmıştır.
Aynı şekilde Roast Stain’de “Kuzey Anadolu fayının YalovaÇınarcık kıyısından uzandığını, ne Adalar fayından ne de Marmara çukurlarının ortasından geçen fayda uzandığı tezi doğru değildir” demiştir. Roast Stain, Kuzey Anadolu fayında Erzincan’dan Körfez’e kadar her yıl oluşan depremlerin stres aktarımı ile Körfez’de deprem olacağını söyleyen kişidir. Bu eleştirilerden sonra Le Pijon ve Şengör Lestroid Gemisini TÜBİTAK ile anlaşarak getirmişlerdir. Buradaki bilimsel uygulamayı yapacak, yani fiili uygulamayı yapacak, Rolando Armijo projeyi gemide yönetmiştir ve çıkan çalışma sonrası ilk dönemde “Böyle saçma bir model olmaz, Marmara Denizi’ni boydan boya geçen bir fay yoktur” deyince Le Pijon ve Şengör ilk çark edişlerini yaşayarak Marmara Denizi'nde fayın 3 parça kırılarak hareket ettiğini ve yine ortadan dümdüz giden bir fayın 2 yeni modelini yayınladı. Bir modelden diğer modele geçmek, bir önceki modelde ileri sürülen tezlerin tümünün inkar edilmesidir. Kişinin tezi sunanların bilimsel kimliğinin inkarıdır.
Haritalarda görüldüğü gibi, rastgele otoban bile böyle değiştirilmezken yani otobanın bile yapılacağı yollar belliyken, onların yaptığı dümdüz bir yol çizdikten sonra getirip dümdüz yolu kuzeye doğru yönlendirmektir. Şengör’ün modellerinde “Yeşilköy’den Silivri’ye kadar giden fay bölgesinde fay yoktur” tezi kabul edilmemektedir.
Deprem bilimlerinde 1 numara olan kişilerin (Ambraseys ve Roast Stain) eleştirileriyle eleştirileri sonrası onların modelleri suya atılmıştır. Daha doğrusu sezgici bir mantıkta varsaydıkları bir tez çizdikleri için bu tez de güneş görmüş karlar gibi erimiştir veya sahilde kurulan kum kulelerinin bir dalga ile yıkılması gibi yıkılmıştır. Bu yalnızca modeller anlamında değil, Celal Şengör ve Le Pichon'un deprem bilimsel kimliği de bu anlamda yıkılmıştır.
Bu yıkılmanın anlaşılması için denizlerin ortasından geçen fayı savunan ve daha sonrasında denizin ortasında MarmaraÇınar çukurunun ortasından geçen fayın bükülerek, bir şerit metre gibi bükülerek, 3 parçaya gittiğini savunan görüşünde ısrarlara durmalarına rağmen daha sonra baştan beri eleştirdikleri “Adalar fayı ve orta Marmara fayı Yeşilköy'den Silivri'ye kadar gider” olarak değişmiştir. Bu olgular Le Pichon ve Şengör'ün bilimsel kimliğinin tümüyle tükenmesidir.
Çınar çukurunun Kuzey kenarındaki Adalar fayı ve Kumburgaz fayları kesinlikle Kuzey Anadolu fayı değildir. EMSC, fayın güneyden geçerek doğu batı yönünde gittiğini ortaya koymuştur.
“YURT DIŞINDA YAPTIĞIM ÇALIŞMALAR VAR”
Şengör’ün iddiasına yanıt veren Üşümezsoy “Yukarıdaki harita Üşümezsoy'un Çubuklu Gemisi’nin batimetrileri ve TPAO(Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nun ve MTA(Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü)'nın binlerce kilometrelik sismik izleri inceleyerek çizdiği modeldir ve yurt dışında Deformation Tektonics ve Revoloji toplantılarında sunduğu çalışmaların sonucu ortaya çıkan ve 4 kitabında da yayınlanan haritasıdır” dedi.
CELAL ŞENGÖR VE LE PİJON ARAL OKAY’IN KİMLİĞİNE BÜRÜNDÜ
“Le Pijon ve Şengör kendi ileri sürdükleri bilimsel kimlikleri ölünce karşı çıktıkları Aral Okay’ın bilimsel kimliğini girdi” diyen Üşümezsoy “Aral Okay’ın bilimsel kimliğini reenkarne ettiler ve onun kimliği ile ortaya çıktılar ama o kimlik de tarafımızdan eleştirildi” dedi.